Maden kazasında Dünyada 1. Olduk. Çin’i geride bıraktık.

 Soma'da  13 Mayıs'da maden ocağında meydana gelen kazda yaşamını yitiren Madencilerimiz anıldı.  İsveç'in başkenti Stockholm'de, protesto edildi.
 Türkiye kökenli, değişik etnik kökenden, din, mezhep ve  farklı siyasi görüşlerden insanların bir araya gelerek protesto eden yaklaşık 300 kişi Soma'da yitirdiğimiz emekçiler için tek yürek oldu. Gösteri yaşamlarını yitiren maden işçilerimiz için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Soma için düzenlenen gösteride, Madenci ölümlerinin kaza değil, cinayettir denildi ;
 ''Hicbir maden kazası kader değildir!
Hiçbir hükümet madenci ölümlerinde suçsuz değildir!
Hükümet istifa!
 Hiçbir işçi ölümü kader değildir!
 Erdoğan İstifa!'' sloganları ile alan yankılandı.

Gösteri başlangıcında bazı kişilerin Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan bayrakları taşıyanlarla bazı katılımcılar arasında ''kışkırtma girişimi'' yaşandı ama sorun çözüldü, Soma işçilerinin vatansız olmadıkları dile getirildi.Büyük bir olgunluk içinde değişik etnik kökenden, din, mezhep ve siyasi görüşten insanların bir araya gelmesi beklenenden daha fazla ilgi gösterilmesi vatandaşlar arasında ilgiyle karşılanması birliktelikten dolayı memnuniyet yarattı .

Konuşmacılar,'' Kâr etme uğruna işçinin, emekçinin canını hiçe sayanları, önlem almayanları, ILO'nun 176 numaralı "Madenlerde Sağlık ve Güvenlik anlaşmasını imzalamayanları,  meclise gelen kapatma önergesini reddedenleri,  Olaya karşı çıkmak yerine dua etmekle yetinmemizi isteyenleri,  ''güzel öldüler'' diyerek  insanlarım ölümlerini değerlendirem insanları kandırmaya çalışanları. Bu ölümlerden sorumluları ilan ettiler. Sorumlular hakkında derhal soruşturma açılmasını dile getirerek bunlardan hesap sorulmasının gerektiğine dikkat çektiler.

İnsan hayatına dair hiçbir yatırımın yapılmadığı, kar hırsı ile insanların saatlerce ilkel koşullarda çalıştırıldığı bir kömür ocağı, yüzlerce insana mezar olmuştur. Soma'daki patlama asla bir kaza değil aksine bir katliamdır! Rant hırsının insan hayatını hiçe saydığı, maden ocaklarınının özelleştirilip taşeron firmalara yetki verilmesiyle adeta bir kölelik sistemi kurulmuştur. Madencilerin hakkını savunacak olan sendika üyeleri yine zoraki seçilmiş taşeron üyeleridir! Bunun adı vahşi kapitalizmdir. Madencinin değeri çıkardığı kömür kadardır ! Tehlike anında madencinin kaçabilmesi için gereken sistemler pahalı oldukları bahanesiyle oluşturulmamıştır. Bu yüzden olacak ki madencinin ölmesi de ülkenin Başbakanı için kaderdir normaldir !''  Şeklinde dile getirildi.

Dela med andra